MÜHENDİS SANATÇIDAN DİJİTAL DOKUNUŞLAR : SOYUT İMGELEM
SASAV - Sanatçılar ve Sanatseverler Vakfı 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü dolayısı ile yeni bir sergiye ev sahipliği yapıyor.
FMV ( Feyziye Mektepleri Vakfı) Işık
Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Görsel İletişim Tasarımı Bölümü Öğretim
Üyesi Sibel Avcı Tuğal’ın dijital ortamda ürettiği soyut kompozisyonlardan
oluşan ve 15 farklı dijital kompozisyonun yer aldığı SOYUT İMGELEM sergisi 01-29
Mart 2019 tarihleri arasında SASAV Sanat Galerisi’nde izlenebilir.
Sibel Avcı Tuğal - Soyut İmgelem -CGD-90X90CM-2019-01
Dijital sanat deyince de sanki bilgisayar zekasının tasrımları gelmesin aklınıza. Kalem ve fırça yerine bilgisayar programları kullanılıyor sadece...Sanal zekaya estetik ifade kazandırmak yine sanatçının yeteneğine düşüyor.
Teknoloji önceleri bende hep olumlu etkiler bırakırdı aslında. İnsan yaşlandıkça mı yoksa gidişatın pek de iyiye olmadığını daha görür olduğu için mi bilemem kötü duygulara kapılıyor. Hani o Holywood dayatması vardır ya: ''Teknoloji dünyanın sonunu getirecek''...
Bilim ve teknolojinin özünde; insanoğlu için daha rahat ve refah yaşam hedefleri için çaba gösterme, gelecek nesiller için yaşam olanaklarını ve konforunu arttırma gibi erekler yer alsa da teknoloji gelişimi ile birlikte tüketim toplumunun, sonrasında da tükenen dünya'nın da tükenişini hızlandırmış oldu...
Peki ya Sanat?
Tersine bir gidiş olduğunu geç de olsa fark ettik ama her nedense bunu durdurmak için tüm dünyanın ortak bir çabası henüz oluşmuş değil. Burada sanat ve sanatçılar devreye giriyor işte... Karanlıkta yolunu kaybeden insana ışık tutan fenerci gibidir sanatçı da...Deniz Feneri gibi adeta... Gemilerin karaya oturmaması için orada hep var olan ışıktır sanatçı...
Işık ehli olduğu için de; bu sürgit çelişki içinde kendine en çelişkisiz yolu bulan yine sanat ve sanatçı oluyor tabii ki...
Sanatçı da gelişen teknolijinin argümanlarını kendi içsel görü süzgecinden geçirerek yeniden yaratım arayışları peşindedir sürekli; kimi zaman çelişkileri ortaya koymak, kimi zaman çağa tanıklık etmek, bazen umuda yolculuk yapıp, bazen de çarpık büyümenin karartısında distopik bir betimleme ile korkunç gerçekleri vurgulayarak uyuyan insanı silkelemek için ama sürekli bir arayış içinde kendine ve insanlığa bir yol bulma, tersine çeviremese de belki dur diyebilme arayışıdır bu... Çoğu kez de dünyaya bakış açısını, duygularını ve birikimini estetik kaygılarla ifade etme çabasıdır onun arayışı...
Sanatın toplumcu ve bireysel yanı da aynı kişidir bu yüzden. Sanatçının kendisidir o... İçinde olanı yansıtır tuvaline, mısralarına, müziğine... Altı duyusu birlikte çalışır çoğu kez. Hele hele teknolojiyi sanatın bir paydaşı yapabilmek, kendini sürekli güncel tutabilen duyarlı ve gelişime açık sanatçının başarısıdır aslında.
Teknolojinin dijital unsurlarından ve gereçlerinden yararlanabilmek de ayrı bir birikim gerektirir ki, bunu herkes bilir. Başarabilen yolu bulur. Sanatın modern yolunu. Tıpkı Sibel Avcı Tuğal gibi...
Sibel Avcı Tuğal; bir iletişim mühendisi aynı zamanda. Elektronik ve haberleşme mühendisi kökenli bir sanatçı. Sanat eğitimcisi ve akademisyen. FMV ( Feyziye Mektepleri Vakfı) Işık Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Görsel İletişim Tasarımı Bölümü Öğretim Üyesi. Bu belki ona yöntem ve ifadede daha teknik ve akademik bakış açısı sağlamış olabilir. Ancak her mühendis te sanatçı olamamıyor malesef... Disiplinler arası sanat anlayışı, estetik ifade kaygısı ve duyarlılığı onun diğer mühendislerden ve insanlardan ayrılan özelliği elbette. Akademik yanı sadece öğretim üyeliği ile kalmıyor üstelik;
Aileden sanatçı bir ruh taşıyan Sibel Avcı Tuğal; Türkiye'nin ve Maltepe'mizin saygın ressamlarından Prof. İsmail Avcı'nın kızıdır aynı zamanda. Babadan sanatçı kişiliğe sahip. Ancak gölgesinde kalmamış, kendine has yol çizmeyi de başarmış, daha şimdiden ülke hatta dünya sanatçısı olma yoluna girmiştir bizce...
Bunu neye dayanarak mı söylüyorum? Ne sanatsal birikimim yeterli bu tespit için ne de akademisyen yanım var. Ama iyi bir gözlemciyimdir; Sergi açılışına katılan hemen her kültür, yaş, meslek ve sanat görüşleri birbirinin tersi diyebileceğim tüm ziyaretçilerin ortak bir ifadesidir bunu bana söyleten:
- Ben de çok güzel duygular uyandırdı bu eserler, iyi ki gelmişim...
- Harika, ilk kez hoşuma giden bir soyut sergi gördüm...
- Çok garip ama hoşuma gitti...Bir şeye benzetme kaygısı taşımadığım ama hoşlandığım tek soyut sergi.
....vb. gibi...
Sanatın içinde olanların ve hocaların yorumlarını zaten söylememize gerek yok... Hepsinin ortak yorumu; 1995 yılında kurulan vakfımızda o zamandan beri bir çok ilkler yaşadık sergi anlamında. Bu da onlardan biri...Sasav için sayılı sergilerden birisi oldu...
Sözü fazla uzatmadan, sanatçıyı yakından tanıyan sanat eleştirmeni Meral Bostancı’nın sanatçı ve sanatı hakkındaki yorumlarına bırakalım;
Sanat tarihine konu olan sanatsal üretimler; geleneksel
yöntem, mekanik yeniden üretim ve dijital yöntem olmak üzere üç ana başlık altında
tutuluyor ise, Sibel Avcı Tuğal, bu aşamaların en yenisi olan dijital
yöntemi kendine ifade biçimi olarak seçmiş bir sanatçıdır. O, sanat yapıtı
üretimlerinde zamanının tekniğini kullanarak malzeme zenginliği sağlamış, bilim
ve teknolojiyle çok sıkı biçimde iç içe geçirerek sanatsal bir anlatım formuna
dönüştürmüştür.
Sibel Avcı Tuğal - Soyut İmgelem - CGD-90X90CM-2019-01
Dijital sanat, bilgisayar yazılım ve donanımları
aracılığıyla elektronik ortamda görsel veya işitsel sanat yapıtı üretimi olarak
tanımlanır. Dijital sanatın belirgin en önemli özelliği; yaratıcı sürecin
devingen bir halde sonsuzluğa uzanır oluşudur.
Dijital sanat tekniğinin
sağladığı söz konusu çoklu ortamların sınırsız oluşu ile bir insan, endüstri
toplumunda ya da bilişim çağında yaşıyor olsa dahi bir sanatçı gibi yaratıcı
olabilir; teknolojik materyalist bir dünyada olsa dahi hayatın anlamını ve
amacını bulabilir. Çünkü burada, ruhani diriliş bir dönüşüm gibi kendiliğinden
olur. Kendiliğinden ifade, psikolojik ölümlerden ruhani bir uyanış gibidir.
Sanatı dijital’e “dönüştürmek”, sanata kişinin teknolojik bir toplumda
bulamayacağı bir anlam ve değer katmaktır.
Dijital sanat, makinelerin
insanlardan daha kıymetli olduğu bir dünyada insanın yaratıcı bir birey olarak
yaşaması sorunsalına yani modern toplumun ana insani konusuna parmak basmak
isteyen sanatçının yeni ifade biçimidir.
Sibel Avcı Tuğal - Tolerance-cgd-90x90cm-2018-01
Modern yaratıcılık teorisi, ‘yaratıcı süreci’, duygusal ve
bireysel bir süreç olduğu kadar, toplumsal ve entelektüel bir süreç olarak
kabul etmiştir.
Dijital sanat anlayışının temeli de her ne kadar matematik ve
bilgisayar teknolojisine dayanıyor olsa da, ortaya çıkan kompozisyonlar onları
oluşturan sanatçıların görüşlerine göre şekillenir.
Sibel Avcı Tuğal’ın
çalışmaları
gerek sosyal konuları ele alışı açısından, gerekse geçmişe ait efsaneleri,
yapısalcılığı, belki bir şiiri, bir şarkıyı, ya da gün doğumu gibi insana ait
değerlerin öznel bir dışavurumla harmanlanıyor oluşu bakımından aynı tözle yoğrulmuştur.”
Sibel Avcı Tuğal - Patience-cgd-100x70cm-2018-01
Sibel Avcı Tuğal Kimdir?
İlk kişisel resim
sergileri 5 ve 9 yaşındayken Bolu Güzel Sanatlar Galerisi ve Ankara Kızılay
Genel Merkezi’nde açılan Sibel Avcı Tuğal, İstanbul Teknik Üniversitesi’nden
Elektronik Mühendisliği (B.S.) diplomasıyla mezun oldu.
Uluslararası bir
telekomünikasyon şirketinde 1986-1997 yılları arasında sürdürdüğü iletişim
mühendislik kariyerinin yanı sıra sanat çalışmalarına devam etti. Resim,
baskıresim ve fotograf sergilerine katıldı. 1995 yılından itibaren bilgisayar
ile grafik tasarım çizimleri, orijinal illustrasyonlar ve kompozisyonlar
çizmeye başladı. Kişisel Multimedia şirketinde proje yöneticisi, sanat
yönetmeni ve grafik tasarımcı olarak çalışan Sibel, 2003-2006 yılları arasında
Kanada’da bulunduğu süre web tasarımcı ve grafik tasarımcı olarak çalıştı.
2007
yılında Işık Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi’nin kurucu kadrosunda yer
aldı ve öğretim görevlisi olarak çalışmaya başladı. Işık Üniversitesi Sosyal
Bilimler Enstitüsü’nde Sanat Kuramı ve Eleştiri Yüksek Lisansını (M.A.) 2011
yılında tamamladı.
2013 yılında başladığı Beykent Üniversitesi SBE’nde Sinema
ve Televizyon Anasanat Dalı Sanatta Yeterlik (Eq.Ph.D. Arts) derecesini 2016
yılında “Kırmızı Kare” adlı deneysel kısa film projesi ile aldı. 2013 yılında
başladığı Işık Üniversitesi SBE Sanat Bilimi Anabilim Dalı Sanat Bilimi Doktora
Programını “21 Yüzyılda Elektronik Sanat ve Yeni Yönelimler” konulu doktora
çalışması ile 2017 yılında tamamlayarak Doktora (Ph.D.) derecesini aldı.
İlk
kitabı “Oluşum Süreci İçinde Op Art” 2012’de yayınlandı. 2013 yılında
yayınlanan “Görüntü Üretimi ve Gündelik Hayat” adlı kitapta “21. yüzyıl,
Dijital Görüntü Çağı” adlı bölümün yazarlığını yaptı. İkinci kitabı “Oluşum
Süreci İçinde Dijital Sanat” Ekim 2018’de yayınlandı. Işık Üniversitesi GSF
Görsel İletişim Tasarımı Bölümü’nde Dr. Öğr. Üyesi ve FMV Işık Okulları’nda
sanat danışmanı olarak çalışmaktadır.
2005 yılından beri değişik tekniklerde
devam ettiği sanat çalışmalarının yanı sıra, 1995 yılından beri ağırlıklı
olarak “Digital Art” alanında akademik araştırma yapmakta, yapıt üretmektedir.
2011-2018 yılları
arasında ulusal ve uluslararası 34 karma sergiye katılmış, beş kişisel sergi
açmıştır;
Sayısal Uyum Resim Sergisi- Ankara( Kişisel) , Mustafa Ayaz Müzesi,
Ankara, 01-22 Ekim 2013
Sayısal Uyum Sergisi- İstanbul( Kişisel), Işık Üniv.
GSF, Galeri Işık İstanbul, 4 Mart – 4 Nisan 2015
Dijital Armoni Sanat Sergisi (
Kişisel), Işık Üniversitesi, Galeri Işık Şile, 6 Mart- 8 Nisan 2018,
Digital
Aesthetica , Galeri Işık Teşvikiye, 09-20 Ekim 2018. 01-29 Mart 2019,
Soyut
İmgelem, SASAV (Sanatçılar ve Sanatseverler Vakfı).
Yorumlar
Yorum Gönder