İSMAİL KESKİN - LİTOGRAFİ BASKI RESİM SERGİSİ
“YENİ NAKIŞ
SOYUTLAMALARI”
Kocaeli
Üniversitesi, İletişim Fakültesi, Görsel İletişim Tasarımı Bölümü öğretim üyesi
Yrd. Doç. Dr. İsmail Keskin 11. kişisel sergisini açıyor. Tamamı siyah-beyaz ve
renkli litografi (taş baskı) çalışmalarından oluşacak resim sergisi, sanatçının,
nakışları fonksiyonel özelliklerinden arındırıp bireysel, soyut ifade
biçimlerine dönüştürdüğü son dönem eserlerinden oluşuyor. eserlerinde kültürel
kimliği kuvvetli bir şekilde ön planda tutan, bunu belirgin ifade eden sanatçı,
aynı zamanda başka kültürlere açık, onların etkilerini ve fenomenlerini ülkemizde
pek bilinmeyen litografi (taş baskı) tekniği ile evrenselleştirme uğraşına
giriyor.
İslam kültüründe resimsel tasvirin tanrı tarafından
yasaklandığı inancı, sanatçıların nakış ve süsleme sanatlarına yönelmesine
neden olmuştur. Keskin ise, bu kültürel birikimle yola çıkarak yeni bir nakış
ve resmetme arayışını sürdürmektedir. Ancak bu “yeni nakış”, fonksiyonel özelliğinden
sıyrılmış, bireye özel ifade şekillerinde geliştirilmiş yeni bir resmetme biçimidir.
Bu “yeni nakışlar”, tarih boyunca gelişerek gelen süsleme sanatlarından
köklerini besleyerek, yeni tasarım anlayışlarıyla birleştirilmektedir.
İstanbul Maltepe’de 1995’te kurulan
Sanatçılar ve Sanatseverler Vakfı (SASAV) Sanat Galerisi’nde, 10 Ocak 2014
Cuma,
Saat: 18.00’de
açılacak sergi 26 Ocak akşamına kadar gezilebilecek.
LİTOGRAFİ (TAŞ BASKI) SANATI
Günümüzde ulaştığı teknolojik
gelişmelerle birlikte, endüstriyel basımda “ofset” olarak bilinen litografi
tekniği, sanatçıların vazgeçemediği sanatsal üretim araçlarından biridir.
Litografi taşının, çalışmanın niteliğine göre, kumlama yöntemiyle hazırlanan
grenli, düzgün yüzeyi, silme, kazıma, tonlama olanaklarıyla sanatçıya deneysel
ve rahat bir çalışma alanı sağlar. Sanatçının elinin iç dokusundaki yağa kadar,
en hassas parmak dokunuşlarını bile inkar etmeyen taş, çok varyasyonlu bir
çalışma ve dokuları korkusuzca uygulama olanağı sunar. Buna, sanatçının kendi
yaratıcı gücü, rastlantısal plastik etkileri yönlendirme ve değerlendirme
heyecanı da eklenince, litografik baskı özgün boyutlara ulaşır.
Baskı sanatlarında, kimyasal
özelliğiyle seri üretimin kapılarını ardına kadar açmıştır. “19. yüzyıl
başlarına kadar yazı ve resim, yüksek baskı ya da çukur baskı teknikleriyle
çoğaltılıyordu. Tarih olarak, çeşitli kaynaklarda yazdığı şekliyle,
1797/98’de Almanya-Münih’te ortaya çıkan
devrim niteliğinde yeni bir buluşla, yükselti farkı içermeyen düz bir satıh
üzerinden baskı alındı.” Bu özelliğinden dolayı, genel tanımıyla “Flach Druck” (Düz Baskı) olarak
adlandırılmıştır. Bu yeni baskı türünde, o zamana kadar bilinenlerden farklı
olarak, baskı kalıbında bir yükselti veya çukur söz konusu değildir.
Litografide, kalıp olarak milyonlarca
yılda oluşmuş sert ve düzgün yüzeyli doğal kireç taşları kullanılır. Teknik,
yağ ve suyun birbirini itmesi ilkesine dayanır. Tekniğin olanakları, yağlıboya
etkisi bırakan, çok renkli baskılar elde etmeye de elverişlidir. Taşın, en
küçük dokunuşlara bile duyarlı, grenli, sağlam, sert yüzeyinin birçok farklı
resmetme tekniğinde kolaylık sağlaması, ayrıca deneysel yeniliklere açık oluşu
geçmişten beri sanatçıları çekmiştir. Endüstriyel ve ticari çoğaltımda ise
baskıda devrim yaratmıştır. Hızlı preslerin gelişimi ve büyük baskı
atölyelerinin kurulmasıyla, çinko ve alüminyum rulolara sarılan kalıplardan
sonra, “1905’te Ira Rubel mürekkepten tasarruf edilmesini sağlayan kauçuk
ruloyu, ofset baskıyı icat eder” ve hızlı preslerde kauçuk rulolar kullanılmaya
başlanır.
Röprodüksiyon ve orijinal, sanatsal litografi ile ticari litografi
ayrımı baskıda kauçuğun devreye girmesiyle netleşir. Seri üretim çerçevesinde,
boyayı kauçuktan alan baskılar ticari baskı olarak değerlendirilir. Sanatsal
baskı, boyayı taştan, ya da yağı tutma, suyu itme özelliği kazandırılmış metal
plakalardan direkt temas yoluyla almalıdır. Günümüzde de, litografinin seri
üretimde, ticari amaçla kullanılan makineleşmiş hali “ofset baskı” olarak bilinir.
Yrd. Doç. Dr. İsmail
KESKİN
1966’da Çorum
Osmancık’ta doğdu. Marmara Üniversitesi, Atatürk Eğitim Fakültesi, Resim İş
Bölümü, Grafik Ana Sanat Dalı’ndan 1989’da mezun oldu. 1990’da eğitimine devam
etmek üzere Almanya’ya gitti. İlk yıllar Dortmund, Düsseldorf, Münster, Kassel gibi sanat akademilerinde araştırma ve
çalışmalar yaptı. 1995’te Kassel Üniversitesi, Devlet Sanat Akademisi,
“Visuelle Kommunikation” (Görsel İletişim) bölümünü kazandı.
Prof.
Jochen Kastrup Baskıresim Atölyesi’nde, beş yıl aralıksız litografi (taş baskı)
çalıştı. Özellikle, renkli litografi’’de yoğunlaştı. Birkaç rengin üst üste
basımıyla oluşan renk çeşitliliğini nakış soyutlamalarına uyarladı. Aynı formu
zıt yönlü tekrarlarla basarak girdiği çeşitlilik arayışı sonucu, 4 metreye
ulaşan, büyük boyutlu, ritmik litografi eserleri üretti. Aynı zamanda, Prof.
Walter Rabe Atölyesi’nde illüstrasyon çalışmaları yaptı. Yüksek lisans tezi
olarak “Neue Ornamentik in der Türkischen Kunst” (Türk Resminde Yeni Nakış)
tema’sını seçti. 2000 yazında, Kassel Devlet Sanat Akademisi galerisinde açtığı
renkli litografi sergisi ve savunmasıyla mezun oldu. 2003 yılında Türkiye’ye döndü.
1996’da Dortmund’da, Essen
Başkonsolosluğu, Türk Eğitim Merkezi’ndeki ilk kişisel sergisinin ardından,
Almanya’da beş ve Türkiye’de beş olmak üzere, toplam on kişisel resim sergisi
açtı. Çoğunlukla baskı-resim eserleriyle, yurtiçi ve yurtdışında birçok karma
sergiye katıldı. Yurt içi ve yurt dışında çeşitli müze ve koleksiyonlarda
eserleri bulunmaktadır.
2005’ten
beri, Kocaeli Üniversitesi, İletişim Fakültesi, Görsel İletişim Tasarımı
Bölümü’nde öğretim üyesi olarak çalışmakta yanı sıra 2011’de Güzel Sanatlar
Fakültesi’nde kurduğu litografi atölyesini yürütmektedir.
Yorumlar
Yorum Gönder